Gloria Hotels & Resorts'te Başlayan Antalya Keşfi: Tarihin ve Doğanın Kalbine Yolculuk
Gloria Hotels & Resorts'te Başlayan Antalya Keşfi: Tarihin ve Doğanın Kalbine Yolculuk
Akdeniz bölgesinin incisi Antalya Belek’te yer alan Gloria Hotels & Resorts’te tatil sadece otelin lüks hizmetleri ile sınırlı değil; aynı zamanda Antalya’nın büyüleyici tarihine ve kültürel hazinelerine açılan bir kapı. Akdeniz’in eşsiz doğasında başlayan bu yolculuk, sizi binlerce yıllık uygarlıkların izlerini süreceğiniz bir keşfe davet ediyor. Otelin huzurlu atmosferinden çıktığınızda, sizi bekleyen bambaşka bir Antalya var: taş sokaklarında tarihin izlerini taşıyan eski şehirler, deniz kıyısında yükselen antik tapınaklar, Gloria Hotels & Resorts olarak bu masalın tam kalbinde yer alıyor, misafirlerine sadece lüks ve konfor değil; aynı zamanda eşsiz keşiflerle dolu bir yolculuk da sunuyor.
O halde gelin, Antalya’nın büyülü hikâyelerini birlikte keşfe çıkalım:
Antalya'nın merkezinde yer alan Kaleiçi, daracık taş sokakları, tarihi evleri, butik otelleri ve şirin kafeleriyle ziyaretçilerini büyüler. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma eserleri bir arada barındıran bu tarihi semt, adeta bir zaman tüneli. Hadrian Kapısı'ndan içeri girdiğinizde, kendinizi tarihin büyülü atmosferinde bulacaksınız. Otelimizden şehir merkezine yapacağınız keyifli bir yolculukla, bu tarihi dokuyu yakından hissedebilirsiniz. Gün batımında yat limanına inip Akdeniz’e açılan manzarayı izlemek ise Kaleiçi’ni unutulmaz kılacaktır.
Antalya’nın simgelerinden biri olan Hadrian Kapısı, Roma İmparatoru Hadrianus’un şehre gelişinin anısına inşa edilmiş. 130 yılında yapılan bu görkemli yapıdan geçerken, adeta Roma İmparatorluğu’nun ihtişamına adım atıyorsunuz. Mermer sütunları ve üzerindeki ince işlemeleriyle ziyaretçilerini büyüleyen kapı, geçmişle günümüz arasında bir köprü kuruyor.
Şehrin gökyüzüne yükselen bir diğer sembolü ise Yivli Minare. Selçukluların Antalya’ya bıraktığı en değerli miraslardan biri olan bu anıt, bugün de şehrin siluetini süslüyor. Çevresindeki tarihi camiler ve medreselerle birlikte Yivli Minare, kentin İslam kültürüyle yoğrulmuş zengin tarihine tanıklık etme fırsatı sunuyor.
Tarihle iç içe bir başka durak ise Aspendos Antik Tiyatrosu. Roma döneminin en iyi korunmuş tiyatrosu olarak bilinen Aspendos, hâlâ konser ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Kusursuz akustiği sayesinde antik çağlarda olduğu gibi bugün de sesleri en net haliyle taşıyor. Taş merdivenlerinde otururken, geçmişte binlerce kişinin aynı yerde buluştuğunu düşünmek, ziyaretçilere tarifsiz bir his veriyor.
Likya uygarlığının izlerini taşımak isteyenler için Perge Antik Kenti büyüleyici bir adres. Antik Pamfilya bölgesinin en önemli kentlerinden biri olan Perge, adeta bir açık hava müzesi. Şehir kapısı, sütunlu caddesi, agora ve stadyumuyla göz kamaştıran Perge hem mimari yapısı hem de hikayesiyle keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. M.Ö. 1200'lü yıllarda kurulan Perge, İskender'in fetihlerine ve Roma İmparatorluğu'nun en parlak dönemlerine tanıklık etmiştir. Hristiyanlığın yayılmasında önemli bir rol oynayan Perge, Aziz Paul'ün ziyaret ettiği ilk kentlerden biridir.
Otelimizden rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir mesafede bulunan Perge, kültür ve tarih meraklıları için ideal bir durak.
Doğa ile tarihin kucaklaştığı yerlerden biri olan Termessos Antik Kenti, Toros Dağları’nın zirvelerinde gizlenmiş bir hazine. Zorlu yolları aştığınızda karşınıza çıkan kalıntılar, tarihin sessiz tanıkları gibi sizi karşılıyor. Dağların arasında kurulmuş bu kent hem manzarası hem de özgün atmosferiyle diğer antik şehirlerden ayrılıyor. Termessos, Antalya'ya yakın, Güllük Dağı'nın tepesinde kurulan ve doğal savunması sayesinde Büyük İskender'in bile fethedemediği bir antik kenttir. "Kartal Yuvası" olarak da bilinen bu kent, muhteşem manzarası ve etkileyici kalıntılarıyla adeta bir açık hava müzesidir. Tarihi tiyatrosu ve nekropol alanıyla benzersiz bir deneyim sunar. Keşfetmeyi sevenler için mükemmel bir seçenektir.
Antalya denince akla gelen bir başka durak ise Side Antik Kenti. Deniz kıyısında yükselen Apollon Tapınağı, özellikle gün batımında ortaya çıkan siluetiyle adeta kartpostalları süsleyen bir manzara sunuyor. Side sokaklarında yürürken hem antik kalıntılarla hem de modern turistik hayatın enerjisiyle iç içe oluyorsunuz.
Olympos, mitolojinin ve efsanelerin iç içe geçtiği, doğanın kalbinde gizlenmiş bir cennet. Çam ve defne ağaçlarının gölgesindeki Likya Yolu'nun bir parçası olan bu antik kent, tarihe meraklı olanlar kadar, doğa ve macera severlerin de gözdesi. Gecenin karanlığında, dağın yamacından çıkan ve yüzyıllardır sönmeyen Yanartaş'ı görmek ise unutulmaz bir deneyim. Efsaneye göre, bu ateşler mitolojik bir yaratık olan Khimaira'nın ağzından çıkan alevlerdir. Gloria Hotels & Resorts'ten günübirlik bir kaçamakla, kendinizi efsanelerin dünyasında bulabilirsiniz.
Myra antik kentinin yakınında bulunan St. Nicholas Kilisesi, Hristiyan dünyası için büyük öneme sahip bir yapıdır. Noel Baba'nın (Aziz Nikolaos) mezarının bulunduğu bu kilise, tarihi ve kültürel bir ziyaret noktasıdır. 11. yüzyılda inşa edilen kilise, Bizans mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Bu kutsal mekânı ziyaret ederek hem tarihe tanıklık edebilir hem de Noel Baba efsanesinin izini sürebilirsiniz.
Tüm bu keşifleri daha iyi anlamak için Antalya Müzesi, mutlaka görülmesi gereken bir adres. Türkiye’nin en büyük müzelerinden biri olan bu kültür hazinesi, antik çağlardan Bizans’a kadar uzanan eserleriyle ziyaretçilerine eşsiz bir tarih yolculuğu sunuyor. Heykelleri, mozaikleri ve arkeolojik buluntularıyla Antalya’nın neden medeniyetlerin beşiği olduğunu gözler önüne seriyor.
Yaz sıcağından bunalanlar için Saklıkent Kanyonu, serin ve ferahlatıcı bir kaçış noktasıdır. Torosların buz gibi sularında yürüyüş yapmak ve devasa kayalıklar arasında ilerlemek, benzersiz bir doğa deneyimi sunar. Kanyonun mistik atmosferi ve sunduğu eşsiz manzaralar, fotoğraf tutkunları için de bir cennettir.
Adrenalin tutkunları ve doğa severler için Köprülü Kanyon, tam anlamıyla bir cennet. Toros Dağları'ndan süzülüp gelen Köprüçay Nehri üzerinde rafting yapmak, tarihi Roma köprülerini görmek ve çevresindeki doğal güzellikler arasında yürüyüş yapmak, burayı vazgeçilmez kılıyor. Gloria Hotels & Resorts'ten düzenleyebileceğiniz turlarla, bu macera dolu güne kolayca dahil olabilirsiniz.
Antalya'nın batı yakasında yer alan Demre, antik Myra kenti ve Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos'un kilisesiyle ünlüdür. Kaya mezarları ve antik tiyatrosuyla büyüleyici bir atmosfere sahip olan Myra'yı gezdikten sonra, bir tekne turuyla Kekova'ya geçebilirsiniz. Burada, depremlerle sular altında kalmış olan antik kentin kalıntılarını, "Batık Şehir"i görebilir, berrak suların üzerinde tarihte bir yolculuk yapabilirsiniz.
Türkiye'nin en büyük yeraltı gölüne sahip olan Altınbeşik Mağarası, keşfetmeyi sevenler için benzersiz bir durak. İçerisinde bulunan gölde botla gezinti yaparak sarkıt ve dikitlerin oluşturduğu büyülü manzarayı izlemek, doğanın sanat eserine yakından tanıklık etmek demek. Bu etkileyici mağara, sizi yepyeni bir dünyaya götürecek.
Tarihin ve medeniyetin yanı sıra Antalya, sizi doğanın kalbine çeken eşsiz güzelliklere de sahip. Yedi küçük şelalenin birleşerek oluşturduğu Kurşunlu Şelalesi, adeta gizli bir cennet. Gürül gürül akan suların sesi, yemyeşil ormanların serinliği ve kuş cıvıltılarıyla huzur dolu bir atmosfer sunar. Şehrin merkezine yakın olan Düden Şelalesi ise iki koldan akar: biri falezlerden denize dökülen koluyla büyüleyici bir manzara sunarken, diğeri iç kesimlerde bir parkın içinden geçer. Her iki şelale de otelimizden rahatlıkla ulaşabileceğiniz noktalarda yer alıyor.
Kaş ile Kalkan arasında yer alan Kaputaş Plajı, adeta bir kartpostal manzarası sunar. Dik yamaçlar arasında saklı kalan bu küçük koy, turkuazın en canlı tonlarına sahip sularıyla ünlüdür. Merdivenlerden inerken bile sizi büyüleyen bu plaj, Antalya'ya gelip de görmeden dönülmemesi gereken yerlerden biridir. Kaputaş, berrak sularında yüzmek ve doğanın bu harikasıyla buluşmak isteyenler için bir rüya destinasyonudur.
Gloria Hotels & Resorts’te başlayan tatiliniz, işte bu tarihi ve kültürel zenginliklerle birleşerek benzersiz bir deneyime dönüşüyor. Burada sadece denizin ve güneşin keyfini çıkarmakla kalmayacak, aynı zamanda Antalya’nın binlerce yıllık hikâyesini de keşfedeceksiniz.
Siz de Gloria Hotels & Resorts’te tatilinizi planlayın, Akdeniz’in büyüleyici tarihine ve kültürüne yolculuğa çıkın!